8 Ağustos 2011 Pazartesi

Hoscakal Ylena...

Hayatima yeni bir baslangic yaptigim Kaliningrad'da guzel bir dostum daha oldu. Yaklasik 10 ay once Rusca derslerine beraber basladik. Ilk gunden itibaren dersteki disiplinli tavirlari cok hosuma gitmisti.

Ilk zamanlar anlattiklarini pek anlamiyordum. Allah'im ben bu Ruscayi herhalde hic beceremeyecegim diyordum. Tabi sonradan zaman ilerledikce ogrendiklerimi aslinda beynimin gercekten kaydettigini anladim. Oyle bir zaman geldi ki is yerinde tum gun boyunca sadece Rusca konusuyor buluyordum kendimi. Hatta evdeyken bile Rusca dusunur olmustum. 

Kelimeler sanki havada ucusuyordu. Butun gun dinledigim herkesin sozleri eve geldigimde resmen zihnimde yeniden canlaniyor ve gunun tekrarini yasiyor gibi oluyordum. Bir ara sizofren olacagim diye korkamadim degil, ciddi ciddi... 

Simdilerde o gunleri gulerek hatirliyorum. Eskisi kadar olmasa da arada yine kelimeleri havada yakaliyorum :)

Iste tum bu zaman boyunca ilk iki ay haftaici her gun, sonrasinda haftada 3 kez olmak uzere bana Rusca ogretti sevgili ogretmenim. 

Gercekten de bir harf ogretmenin ne kadar kiymetli oldugunu cok iyi anladim. Bir gun buralardan dondugumde bile kendisine olan saygimdan en azindan onun ogrettiklerini unutmamaya soz verdim kendime :)

Ders disinda ilk defa dogumgunumde misafirlige gelmisti. Daha sonra bir kac kez de disarida bulustuk, kendi arkadaslari ile tanistirdi beni.

En son dogumgununde Saslik Partisi yapmistik. Gecenlerde yine is yerinde 'saslik partisi' diye anlatiyordum. Gulduler. Neden diye sorunca, Saslik zaten parti oluyormus, bir kez daha sonuna parti diye eklemek gerekmiyormus :)

Iste, Ylena'nin dogumgunu pikniginde annesinin hazirladigi nefis mantarlardan yemistik. Devaminda Saslik gelmisti, ben ona pek katilamadim ama oradan ayrilirken, benim ogrencisi oldugumu Ylena'dan duyan arkadaslari benim icin kucuk bir konusma yapmislardi. 

Cok mutlu olmustum :)

Ylena ile aslinda on ayin tamaminda ders yapamadik maalesef. Cok fazla calistigimdan dolayi cogu dersi iptal etmek zorunda kaldik. Yine de ogrendiklerimi unutmadan kaldigimiz yerden devam ediyorduk.

Derslerin cogunda karakterler uzerine konustugumuz icin bazen cok komik oluyordu. Mesela bir keresinde derste soyle bir konu geciyordu. Kisiler: Bu Anna.

O gun hic ders yapasim yoktu, pek de anlamak istemiyordum. Bu cumleyi duyunca ben de: Memnun oldum, ben de Asli! demekten kendimi alamadim. Rusca kitaplarindaki bazi konular nedense hala komik geliyor.

Hele bazi sesler cinceyi hatirlatiyor. O yuzden bir keresinde Ylena'ya 'cancincon' u ogretmistim :)

Eee hep o bana birsey ogretecek degildi ya :)

Ne zaman turkce ile benzer kelimeler duysam cok mutlu oluyordum, o zaman Rusca'yi daha cok benimsiyordum.

Kimi zaman anlamadigimda da fenalik gecirecek gibi oluyor ve yerimden sicriyordum. Annem zaten hep der bana: Yine sicrama yerinden :)

Bazen de o bana hafif kiziyordu, cunku ben nedense anlamamakta israr ediyordum.

Ne yapayim, karmasik bir dil yapmislar :)

Cok tesekkur ederim Ylena. Hem bana ogrettiklerin icin, hem seni tanidigim icin, hem de senin gibi guzel bir insan hayatimin bir parcasi oldugu icin.


Cumartesi gunku son dersimizin ardindan gozlerin dolmustu. Ama ben aglamak istemedim. Cunku kendimi gordum senin gozlerinde. Simdi sen de biraz uzaklara gidiyorsun. Buraya gelisimdeki ilk gunler aklima geldi. Seni ugurladiktan sonra ise kendimi tutamadim. Bir kac damla yas geldi gozlerimden ister istemez. Bastirdigim duygular yine hatirlatti kendini. Gerci o duygularim degisiyor, eskisi gibi ayni seylere uzulmuyorum. Ama yine de seninle ortak bir yanimiz daha oldu.

Umarim cok mutlu olursun, istedigin gibi hayat sana basarilari ve guzellikleri getirir.

Seni ozleyecegim. Artik Lada ile seni anariz :)

ПОКА ПОКА!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder